4 Temmuz 2025 Cuma



“Ben Artık Kendimim”


Bir gün uyandım. Ve ilk kez, gerçekten uyandım.

O sabah aynaya baktığımda kırılmış bir kadını değil, kırılmış yerlerinden ışık sızdıran birini gördüm.

Eskiden beni yoran ne varsa—yalan, sahte gülüşler, içi çürümüş cümleler, beni eksik hissettiren insanlar—hepsini kapının önüne koydum.

Ve o kapıyı içten kilitledim. Çünkü ben artık yorulmak istemiyorum. Sırf başkaları rahat etsin diye kendimi daraltmak istemiyorum.

Kimsenin gölgesinde solmak değil niyetim. Ben kendi güneşimde yanmaya razıyım.


Beni “fazla” bulanlara sesleniyorum:

Evet, fazla güldüm.

Fazla inandım.

Fazla sustum.

Ama artık, fazla güçlü olmaya karar verdim.

Korkularım mı? Onlarla kahvemi yudumluyorum artık.

Saklanmak yok.

Kaçmak yok.

Yaralarımla yürümeyi öğrendim.

Ve en önemlisi: Yaralarımı utanmadan göstermeyi. Çünkü güç, bazen sadece “ben buradayım” diyebilmektir.


Ben artık sevilmek için şekil değiştirmem.

Yanımda kalmak isteyen, gerçek haliyle gelsin.

Sahte sözlere, içi boş vaatlere, gözlerinde ışık taşımayan insanlara yer yok artık...

Bu dünyada yerim, kendime verdiğim değerin tam ortasında.

Ve oradan hiç ayrılmaya niyetim yok.

Ben artık kendimim.

Ve bu, yeterince güçlü !



3 Haziran 2023 Cumartesi

 


        uzun zaman olmuş buraya bakmayalı, yazmayalı, içimi boşaltmayalı... Merhaba o halde;

her şeyin yolunda gittiğinden değil he, içime atıp kendimi yediğimden. Uzun zamandır toparlayamıyorum kendimi, beynimi susturamıyorum, kendimi bir noktaya odaklayamıyorum... Hayatımın en büyük kayıplarından birini yaşadım birkaç ay önce, kimsesiz kalmış gibi. Bir yanım eksilmiş gibi devam ediyorum hayata, en azından etmek için büyük bir çaba gösterdiğim aşikar. En çok üzüldüğüm nokta o kaybı yaşadığım an yanımda kimsenin olmamasıydı. Çok acıttı bu canımı, kimsem yokmuş diyip bir de buna ağladım. Şimdi hayatımın son iki ayını toparlayarak, işime ve ilişkime odaklanarak geçirmeye çalışıyorum. Zor olmuyor mu? -Çooook... Çünkü hep kaybeden oldum ve şimdi bu güzel giden yolun bozulmasından korkuyorum. Korkarsan kaybedersin, başına gelir diyorlar korkmayayım o halde ama nasıl olacak :)

Kaybetme korkusu yaşıyorum, yaşamayan yoktur elbet ama ben sebebini bile bilmiyorum. Siz hiç çok sevmekten darladınız mı karşınızda olan adamı/kadını? Ben buna engel olamıyorum, çok çabalıyorum biraz öğrendim ama tamamiyle bitiremiyorum. Diyorum ya çok sevince ne nasıl yapılıyor anlamıyorum. 

Güvensizlik de değil, çooook güveniyorum. kimseye güvenmedim bu yaşıma kadar, güvenemedim. hep bir sorun hep bir tartışma yaşadım ama bu sefer başka bu sefer çok farklı bir bağ var ve bu güvensizlik duygumu tamamen ekarte etmiş durumda. Asla şikayetçi değilim, birine güvenememek dünyanın en iğrenç duygusu ve ben bunu artık yaşamıyorum. 

Buraya hep bir konu için yazardım fakat bugün içimden geçenleri, dilimin ucuna kadar gelipte söyleyemediklerimi yazmak istedim. 

Umarım bu yaşadıklarımı yaşayan birilerine ulaşırım, yalnız olmadığını bir nebze de olsa hissettiririm.

Her şeyin mutlulukla geldiği tüm güzel günler hepimizin olsun... 











18 Eylül 2022 Pazar

HOŞ GEL YENİ YAŞIM

               Hoş geldin yeni yaşım...

      Yeni telaşlarım, yeni kararlarım, yeni heyecanlarım "her şeye rağmen"lerim." iyi gelenlerim, iyi ki gitti dediklerim, sevinçlerim, hüzünlerim. Kimse gibi olmayıp, hep kendi gibi olan yanım. Hoş geldin....

 İnsan planlar yaparken aslında hayat kendi planlarını yaptırırmış kişiye sanırım bunu en çok idrak ettiğim yaşa eriştim. 

Yanımda herkesin var olduğunu sandığım ama en çok kendimle olmam gereken zamanlara gelmişim meğer. -ki zaten yanındayım diyen kimse bana samimi gelmiyor artık. 

En yakın olarak gördüğünüz, bazen fazlasıyla değer verdiğiniz, bir üzüntü anında bile gülmesi için çabaladığınız kişilerin gerçeklikleriyle yüzleştiğiniz anlar insanlar için bir dönüm noktası olma niteliği taşıyor bence. Bir şeyleri görmen gerek, artık kendinden fazla değer vermemelisin demeyi öğretiyorlar insana.

Her yeni yaşım bana güzellikler getirirken bir de birkaç şeyi götürür, buna en çok ben izin vermek istiyorum artık. "samimiyetsiz samimiyette "olan herkes gibi mesela. Tek farkı artık öfkem insanlara değil... boşluğa, kendime, kağıdıma, kalemime... içimde sessizce kopan bir fırtına gibi. 3'e kadar sayıp derin bir nefes alıp "geçti" diyerek sakinleştiğim anlara.

Kendim için en büyük dileğim önce sağlık sonrası zaten kendiliğinden sakince geliyor.

Artık en çok kendim, en çok ben. 

Hoş geldin kimseye benzemeyen, hep kendi gibi olan yanım, hoş geldin... 


1 Ağustos 2022 Pazartesi

         


        
           İnsan bazen ne kadar yaş alırsa alsın birçok şeyi aldığı her yeni yaş ile kavrama noktasına geliyor. 
Sevmediği, katlanamadığı, hoşlandığı ya da hoşlanmadığı, huzur bulduğu veya huzur bulamadığı her şeyi, herkesi zamanla çok iyi görmeye başlıyor. 

      Zaman öyle büyük rol oynuyor ki insan hayatında, neyin nasıl ilerlemesi gerektiğini çok iyi biliyor hatta bir kukla misali oynatıyor. 
' tamam şimdi zamanı' veya 'bu' dediğimiz her şey aslında bizim görmek ve bilmek istediklerimizden ibaret. 
Biz ne görmeyi istiyorsak onu görüp, ne olmasını istiyorsak o şekil davranıyoruz. Peki doğru olan bu mu?
-aslında cevabı hepimiz biliyoruz. Kocaman bir HAYIR !
    Bazen bazı şeyleri akışına bırakmak en doğrusu fikrimce. Nedenini sorgulamadan, kafayı yercesine düşünmeden gelişigüzel bir şekilde yaşamak... 
Günümüz şartlarına bakarsak evet biraz zor ama imkansız değil. Bazen insanı delirten kafasından geçen yüzlerce, binlerce düşünce. Bunları aşmanın en güzel yolu ise kendine iyi geleni bulabilmek.  
Bir iş, bir hobi, bir tatil, yeni bir kitap, bir tuval ile boya... 
Elinizi kalbinize götürüp gözünüzü kapattığınızda ilk akla gelen şey kişiye en iyi gelen bence. Ben birçok kez yapıyorum ve evet sonuç her defasında değişiyor, bırakın değişsin. Demek ki o an değişmesi gereken bir şeyler var, size belki bir mesaj var.

 velhasılıkelam; 
                                 iyi olmak için çabalıyorum her gün, her saat, her an
                                 kimseyi kırmadan, gönül koyulan olmadan
                                    bazen kırılan ve evet bazen kıran
                               her şeyin geçeceğini bilen bu yüzden güçlü duran
                              






2 Ocak 2022 Pazar

 



  Ben bir öğretmenim, öğretmeyi canı gönülden isteyen

   Ben bir öğretmenim, her bir çocuğu evladım gibi gören

   Ben bir öğretmenim, tohumu toprağa ekip onu büyütüp yeşerten

Ben bir öğretmenim, yetiştirdiğim ağaçta meyveler görmekten gurur duyabilen

İyi ki öğretmenim, iyi ki diyebilenlerdenim...    

 


   Ağır bir sessizlik eşliğinde dinliyorum kendimi, zihnimi ve kalbimi. Sanki konuşsam hepsi bir anda susacak ve ne yapayacağımı bilemeden kaybolacakmışım gibi...  Ne kadar bastırırsam bastırayım aslında zihnim hiç susmayacakmış gibi. 
 Karmakarışık olmuş bir zinciri açmak ne büyük uğraştır değil mi?  Kimisi sonuna kadar mücadele eder başarır, kimisi başından pes edip fırlatıp bırakır. Zinciri açtığında kullanamayacağını bilsende onu açmak için çabalamak en doğru olan fikrimce çünkü sonunda başaramamış olsanda deneyebilmek en büyük başarı. Keşke dememek için, iyi ki yaptım demek bence en doğrusu. 

 Hayatımın bazı anlarının karışmış bir zincir olduğunu düşünüyorum. Eğer o zinciri açarsam eskisi gibi sağlam olmayacak, açmazsam beni huzursuz yapacak. Eskisi gibi olmamak huzursuz olmaktan daha mı iyi ? Sonunda en azından denemedim demem değil mi? 😶

30 Ekim 2020 Cuma

Hoş gel 24. Yaşım

 


   Her yeni yaşın bana kattığı çok özel anlar, verdiği çok güzel dersler, kattığı veya kaybettirdiği insanlar var. İstisnasız her yaş alışımda bir insana veda ediyorum. Bazen isteyerek, bazen ağlayarak... 

Ve her yaş alışım da büyüdüğümü çok derinden hissediyorum. Özellikle bu yaşımda... 

Tek arayışı ve isteği sağlık sıhhat ve mutluluğun yanı sıra iş olan bir kadınım bu yaşımda. Kalan herkese kucak dolusu sevgi vermeye hazırken gidene yolu kendi gösterecek bir olgunluktayım. Her şeyden önce kendimin farkındayım, benim değil gidenin kaybettiğinin bilincindeyim. 

Kendime sözler veriyorum mesela, her sene 1 yıl sonra ki kendim için şunları söylüyorum;

" Her şey geçiyor! Az daha dayan. Seneye bugün, şu an hissettiklerine pişman olup boşuna üzülmüşüm diyeceksin. Mutlu ol " 

Herkesi mutlu etmek zorunda değilim, insanların bana biçtiği kıyafetlere uyum sağlamak için çabalamak zorunda değilim. Ben, benim ! Benimle yürümek isteyene bir yanım nasıl açıksa, istemeyene kafayı takamayacak kadar dolu bir insanım. E gönül ister ki bu yol beraber yürünsün ama unutmak olmaz ki almadan vermek zorunda değilim.

23. Yaşıma veda ederken gözlerimi kapatıp, derin bir nefes alıp elimi kalbime götürdüm. Gönlümden geçen her güzel şeyin bana nasip olmasını diledim. Önce kendime sonra hepimize. Gönlü güzel olan, içinde merhamet duygusu olan, iyi insanlara. Her iyinin içinde ki kötüyü de unutmadım tabii. Ve 24. yaşıma birkaç cümle kurdum, kısa ve öz cümleler...

"Hoş gel, İyi gel"

Hoş gel gönlüme, bedenime,bana

İyi gel, benliğime



“Ben Artık Kendimim” Bir gün uyandım. Ve ilk kez, gerçekten uyandım. O sabah aynaya baktığımda kırılmış bir kadını değil, kırılmış yerlerind...